Türkiye’nin en yaşlı kadını olarak bilinen Ayşe Teyze, 131 yaşında hayatını kaybetti. Doğum yeri ve hayatı boyunca geçirdiği zorluklarla dolu olan bu kadın, sadece yaşıyla değil, aynı zamanda hayat hikayesiyle de birçok insana ilham kaynağı olmuştu. 1886 yılında dünyaya gelen Ayşe Teyze, yüz yılı aşkın bir süre birçok değişikliğe tanıklık ederek yaşamına devam etti. Aile, komşular ve halk tarafından derin bir sevgi ve saygıyla anılan Ayşe Teyze’nin kaybı, bölgedeki birçok kişi için büyük bir hüzün kaynağı oldu.
Ayşe Teyze, genç yaşta evlenip çocuk sahibi olduktan sonra ailesinin geçimini sağlamak için kendi başına çalışmaya başlamış, köydeki tarımsal faaliyetlere katılarak hayat mücadelesini sürdürmüştür. Tarım arazilerinde geçen uzun yıllar boyunca birçok nesil yetiştiren Ayşe Teyze, toplumun en zor dönemlerinde bile ayakta kalmayı başarmış bir kadındır. Yüzlerce torunu ve torun çocuğu olan Ayşe Teyze, büyük bir aileye sahip olmanın yanı sıra, 21. yüzyılda bile atalarından miras kalan gelenek ve görenekleri yaşatmaya özen göstermiştir. Evinde her zaman kapısı açık olan Ayşe Teyze, ziyaretçilerini sıcak bir gülümsemeyle karşılamasıyla tanınmıştır. Bu sayede hem çocukların hem de gençlerin gözünde adeta bir bilgelik kaynağı haline gelmiştir.
Ayşe Teyze’nin uzun yaşamının ardında yatan sırlar, sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dayanmaktadır. Beslenmesine dikkat eden, doğal gıdalarla beslenen ve özellikle köy yaşamının getirdiği fiziksel aktiviteyi hayatına entegre eden Ayşe Teyze, çok fazla şekerli ve işlenmiş gıda tüketmediği için sağlığını korumuştu. Ayrıca, pozitif bir yaşam felsefesi benimsediği, stres ve kaygılardan uzak durduğu için uzun yaşadığı düşünülmektedir. “Gülmek en güzel ilaçtır” diyerek hayatı boyunca her zaman gülümsediği bilinen Ayşe Teyze, çevresindeki insanlara da aynı pozitif bakış açısını aşılamayı başarmıştır.
Ayşe Teyze’nin hayatı boyunca yaşadığı önemli olaylar ve anılar, sadece ailesi için değil, aynı zamanda köy halkı için de ders niteliği taşımaktadır. Zamanla bölgede yaşanan savaşlar, doğal afetler ve ekonomik krizler gibi zorluklar, onun dayanıklılığını daha da artırmış ve köydeki insanlara güç vermiştir. Kendine has yaşam felsefesi ve deneyimleri, yaşadığı dönemde yazılmamış bir tarih niteliğindedir. Ölümünden sonraki günlerde, çok sayıda kişi onun hatırasını anmak üzere toplanarak, onun yaşamından ilham alarak güç bulmaktan geri kalmamışlardır.
Ayşe Teyze’nin kaybının ardından, Türkiye genelinde yaşlılar konusunda farkındalık yaratacak etkinlikler düzenlenmesi planlanıyor. Toplum hafızasına kazandırılan bu önemli figür, sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir yaşam simgesi olarak anılacak. Gelecek nesillere bırakacağı en büyük miras, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve pozitif bir yaşam tarzı olacaktır. Herkese ilham verecek dizeler ile anılan Ayşe Teyze, ölümünden sonrada topluma bu değerleri aktarmaya devam edecektir.
Ayşe Teyze’nin hayat hikayesinin, genç nesillere aktarılması ve yaşlılara yönelik daha fazla destek programının oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’deki yaşlı nüfusun giderek arttığı günümüzde, Ayşe Teyze’nin yaşantısı, toplumsal değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Onun anısına bir çok etkinlik ve proje geliştirilerek, yaşlıların hayat standartlarının artırılması hedeflenmelidir. Ayşe Teyze’nin ruhu, onun izinden gidenler tarafından yaşatılacak ve unutturulmayacaktır. Türkiye’nin en yaşlı kadını olarak bilinen Ayşe Teyze’nin anısına saygı duruşunda bulunarak, yaşamayı seçtiği idealleri gelecek nesillere taşımak bir sorumluluk olacaktır.